7 Haziran 2013 Cuma

Petrol Yasası

Çok eskiden bir petrol mühendisiyle tanışmıştım. Oldukça gençti... Türkiye'de petrol olmadığını söylemişti bana... Pekçok insanın bahsettiği bir şey vardır, bizim oralarda petrol kendiliğinde çıkar yerin üzerine derler... Bu çocuk bu yüzey petrolünün işlemeye değer olmayan, kalitesiz bir petrol olduğunu da eklemişti... Türkiye'de petrol var, yok bilemem tabii.. Ama 29 Mayıs'ta Meclis'ten yine bizim için çok olumsuz bir yasa geçti. Üstelik 206 oya karşı sadece 30 red ile.

TBMM’den geçen yeni Türk Petrol Kanunu mevcut yasadaki “milli menfaat” vurgusunu kaldırıyor “devlet hissesini” kuyularda sahalara göre azaltıyor .Tasarıya göre, orman ve milli parklarda, ilgili mevzuata göre izin alınarak ve bedelleri ödenerek petrol arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek.

Türkiye’nin petrol sektörü yeni Türk Petrol Kanunu ile birlikte artık yabancıların hakimiyetine terk ediliyor. Yabancı petrol şirketleri,milli petrol arama şirketimiz Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na karşı imtiyazlı duruma geçiyor.

( http://www.meltemhaber.com/?artikel,3033/yabancilar-icin-petrol-kanunu/orhan-dede )

1- Yeni kanunla hudutlar, askeri bölgeler, ormanlık ve sit alanlarında petrol aranabilecek. Yabancı şirketlerin ruhsat aldıkları bölgede TSK’nın bir birimi varsa Silahlı Kuvvetler orayı boşaltacak.

2- Özel mülkiyete sahip araziler yabancı şirketler hesabına kamulaştırılacak. Bundan sonra bir vatandaşa ait toprağa göz diken yabancı şirketin teklif ettiği paraya razı olmazsa vatandaş, devlet o araziyi kamulaştırıp, yabancı şirkete verecek.

3- Daha önce 18 petrol bölgesine ayrılan Türkiye arazisi, kanunla kara ve deniz olmak üzere iki petrol bölgesine ayrılacak. Bu bölgelerde arama yapacak ekonomik güce sahip yerli bir şirket olduğunu sanmıyorum. Yani sadece yabancı şirketler kanundaki şartları sağlayabilir. Dolayısıyla yasanın sadece yabancı şirketler için çıkarıldığını söylemek mümkün.

4- Başvuru sahibi şirket iş programı için gerekli yatırım tutarının karada yüzde 2'si kadar, denizde yüzde 1’i kadar teminat verecek. Bu şartı da ancak çok güçlü şirketler sağlayabilir. Yerli şirketlerin önü bu şartla da kesilmektedir.

5- Kanuna göre, üretilen petrolün ve doğalgazın sadece sekizde biri devlete kalacak. Türkiye bütün petrol alanlarını yabancılara açıyor ve sadece sekizde biri devlete kalıyor.

6- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kanunla satış sürecine sokuluyor.

Red oyu veren vekillerden birisinin yaptığı konuşmaya göz atalım, sonra da araştıralım konuyu: ( tamamı için: http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006015/bugun-29-mayis-2013-petrollerimiz-elimizden-gitti/av-gulseren-aytas )

Niğde milletvekili Doğan Şafak:
 
“İran'ın milliyetçi önderi Muhammed Musaddık, 1944 Aralık ayında, İran Meclisine yabancı ülkelerle petrol müzakerelerini yasaklayan bir kanun tasarısını sundu. Uzun çaba ve mücadelelerden sonra İran Meclisi, 28 Nisan 1951 yılında İran petrolünü tazminat karşılığı devletleştirmeyi kabul etti. Bunun üzerine harekete geçen yabancı güçler, 1953 Ağustos ayında Musaddık'ı alaşağı ederek Şah Rıza Pehlevi'yi getirdiler. Pehlevi gelir gelmez ekonomik yaptırımları ve Musaddık'ın çıkardığı yasaları iptal etti.(...) 1973 petrol krizinden sonra İran şahı nükleer enerjiye yatırım yapmaya karar verdi. Şah Pehlevi eski bir rüyayı gerçekleştirmeye geri döndüğünde, 1978'e gelindiğinde, İran, dünyada 4'üncü ve 3'üncü dünya ülkeleri arasında açık farkla en geniş nükleer elektrik programına sahipti. 1977'de, 19 milyar Alman markı değerinde Alman firmasıyla 4 reaktör anlaşması yapan İran ve bundan rahatsız olan Londra ve Washington, Mayıs 1979'daki Avusturya Bilderberg toplantısında açığa çıkarılan Lewis Planı'nı devreye soktu. Plan, Orta Doğu'nun kabile ve mezhep çizgileriyle parçalanmasına önayak olmak üzere, Humeyni'nin arkasında saf tutacak Radikal Müslüman Kardeşler Hareketi'ne destek vermekti.” 

Aşağıdaki bilgiler de SOL'un internet sitesinden:

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/yeni-petrol-kanunu-ormanlari-ve-denizleri-sermayenin-talanina-acti-haberi-74246?fb_action_ids=10151708877812154&fb_action_types=og.recommends&fb_source=other_multiline&action_object_map=%7B%2210151708877812154%22%3A139747972885154%7D&action_type_map=%7B%2210151708877812154%22%3A%22og.recommends%22%7D&action_ref_map=%5B%5D

Gezi Parkı direnişi devam ederken, yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını gözeten Türk Petrol Kanunu Tasarısı önceki gece geç saatlerde Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yeni yasayla ormanlarda ve denizlerde petrol arama ve işletme faaliyetlerine izin verildi.
Aralık ayında TBMM'ye sunulan ve TPAO’yu zayıflatarak yabancı petrol tekellerinin önünü açan Türk Petrol Kanunu Tasarısı uzun süren görüşmelerin ardından Meclis Genel kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
TBMM'den geçen yeni Türk Petrol Kanunu ile mevcut yasadaki "milli menfaat" vurgusu kaldırılmış ve "devlet hissesi" sahalara göre azaltılmış oldu. Ayrıca yeni yasayla yabancı petrol tekelleri ile yerli ve yabancı sermayeye yeni teşvik ve kolaylıklar sağlandı.
Ormanlarda ve denizlerde petrol aranacak
Yeni petrol yasasının en dikkat çekici maddelerinden biri ormanlarda ve denizlerde petrol arama ve işletme faaliyetlerine izin verilmesi. Buna göre Türkiye’de petrol arama ruhsatı olan yabancı şirketler izin almak ve bedelini ödemek şartıyla artık ormanlarda petrol arayabilecek.
Böylece Orman Kanunu'na göre orman sayılan yerlerde ruhsat ve izin alanlarında da ilgili mevzuata göre izin alınarak ve bedelleri ödenerek petrol arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek.
Yeni yasayla Türkiye 18 petrol bölgesi yerine kara ve deniz şeklinde iki petrol bölgesine ayrılacak. Kara ve deniz bölgelerini ayıran kıyı çizgisi sınır kabul edilecek.
Kanuna göre, petrol hakkı sahibi, arama veya işletme ruhsatında veya civarında petrol işlemi için gerekli arazinin kullanma hakkını; arazi özel mülkiyete ait ise anlaşma; anlaşmazlık durumunda ise kamulaştırma yoluyla elde edebilecek. Arazi Hazine'ye ait ise Maliye Bakanlığı'ndan bedeli karşılığında kiralamak, irtifak hakkı tesis etmek veya kullanma izni almak ve ruhsatına kaydedilmek suretiyle kazanabilecek.
Anlaşmaya dayanan kullanma hakkı 3 yıldan fazla sürdüğü takdirde özel mülkiyet konusu arazinin kamulaştırılması, arazi sahibi veya petrol hakkı sahibi tarafından istenebilecek.
TPAO’nun özelleştirilmesinin önü açıldı
Yeni yasada "Devlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAO'ya aittir" hükmü çıkarıldı. Böylece süresi dolan petrol üretim sahalarının devlet adına üretime devam etmesi için TPAO'ya verilmesini öngören yasa maddesi kaldırılarak, bu sahaların özel sektör şirketlerine sunulmasının yolu açıldı. Dolayısıyla Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) tasfiyesinin ve özelleştirilmesinin de önünü önü açılmış oldu.
Yerli ve yabancı sermayeye petrol arama ve işletme ruhsatı verilecek
Yasaya göre araştırma izni, arama ruhsatı ve işletme ruhsatı alınmadan hiçbir petrol işlemi yapılamayacak. Yasadaki esaslara uygun olmak şartıyla, sermaye şirketlerine veya yabancı devletler mevzuatına göre sermaye şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişilerine araştırma izni, arama ruhsatı ve işletme ruhsatı verilebilecek.
Hudutlarda, askeri yasak bölgelerde, tarihi yerlerde ve yerleşim yerlerine hangi mesafede petrol işlemi yapılabileceği yönetmelikle belirlenecek.
Petrol hakkı sahipleri, 1980'den sonra keşfettikleri petrol sahalarında ürettikleri ham petrol ve doğalgazın tamamı üzerinden, kara sahalarındaki yüzde 35'ini ve deniz sahalarında yüzde 45'ini ham veya mahsul olarak ihraç etme hakkına sahip olacaklar. Geri kalan kısım ile 1980'den önce bulunmuş sahalardan üretilen ham petrol ve doğalgazın tamamı ve bunlardan elde edilen petrol mahsulleri ülke ihtiyacına ayrılacak. Bakanlar Kurulu bu oranları yeniden belirlemeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları düzenlemeye yetkili olacak.
Petrol hakkı sahibine ait olacak
Kamu yararı niteliğindeki kamulaştırma kararı, talep üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca verilecek. Kamulaştırılan arazinin mülkiyeti, Hazine'ye kullanma hakkı kamulaştırma bedelini ödeyen petrol hakkı sahibine ait olacak. Bu durumda, Maliye Bakanlığı tarafından petrol hakkı sahibi lehine bedelsiz olarak ve ruhsat süresi kadar kullanma hakkı verilecek. Arama ve işletme ruhsatı iptal edilirse kamulaştırma bedeli iade edilmeyecek.
Arayıcı veya işletmeci, arama veya işletme ruhsatı içindeki ve civarındaki arazide, sondaj dâhil çeşitli yöntemlerle su aramaya ve bulunan suları kullanma hakkına sahip olacak.
Gelir vergisi kesintisi kârın yüzde 55'i geçmeyecek
Petrol hakkı sahiplerinin safi kazançları üzerinden ödemekle yükümlü bulundukları vergiler ve hissedarları adına yapmaları gereken gelir vergileri kesintisi toplamı, yüzde 55'i geçemeyecek. Dar mükellefiyet esasında vergilendirilen kurumlara petrol arama faaliyetleri için yapılan serbest meslek kazancı ödemelerinden Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yüzde 5'i oranında tevkifat yapılacak.
Petrol işlemleriyle birlikte diğer faaliyetlerde bulunan petrol hakkı sahiplerinin petrol işlemlerine ait faaliyetleri, diğer faaliyetlerinden ayrı olarak muhasebe kayıtlarında izlenecek ve vergilendirilecek. Esas faaliyetleri bu kanuna göre petrol işlemi olan iki veya daha fazla petrol hakkı sahibi, aralarında bir ortaklık oluştursa bile ayrı ayrı vergiye tabi olacak. Petrol hakkı sahibinin, elde edeceği gelirler, yabancı kurumlar için, sermayenin cari kur üzerinden geri alınmasına kadar; yerli kurumlar için ise yapılan yatırım maliyeti itfa yoluyla gidere dönüştürülene kadar itfa payı olarak alınacak.
Petrol hakkı sahiplerinin geçmiş yıllarda yabancı para cinsinden ithal etmiş olduğu, fakat halen transferi gerçekleşmemiş sermayesinden arta kalan miktarlar için de bu kural uygulanacak.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder